Suudi Arabistan hukuk sistemi

Suudi Arabistan'ın hukuk sistemi, hem Kur'an'dan hem de İslam peygamberi Muhammed'e atfedilmiş sünnetlerden türetilen İslamî Şeriat hukukuna dayanmaktadır. Muhammed'in ölümü sonrasında ortaya çıkan İslamî alim konsensüsleri ("icmâ") de Şeriat'ın kaynaklarından birini oluşturur. Suudi Arabistan'daki yargıçların yaptığı hukuksal yorumlar, İslam fıkhındaki literalist Hanbeli mezhebine ait Orta Çağ (İslam'ın Altın Çağı) metinlerinden etkilenmektedir. Şeriat, Müslüman dünyasında eşsiz olarak kodifiye olmamış haliyle Suudi Arabistan'da kullanılmaktadır. Bununla birlikte hukuksal içtihatın yoksunluğu, ülkenin kanunlarının kapsamında ve içeriğinde büyük seviyede belirsizliklere neden olmuştur. Bu nedenle hükûmet, 2010'da Şeriat'ı kodifiye etmeye niyet ettiğini açıkladı; ancak bu konuda hâlâ bir ilerleme sağlanamamıştır. Şeriat ayrıca fikrî mülkiyet hukuku ve şirketler hukuku gibi modern sorunları kapsayan kraliyet kararnameleriyle dağıtılan düzenlemeler ile tamamlanmıştır. Buna rağmen Şeriat, özellikle ceza hukuku, aile hukuku, ticaret hukuku ve kontrat hukuku gibi dallarda hukukun ana kaynağını oluşturmaktadır ve Kur'an ile Sünnet ülkenin anayasası olarak ilan edilmiştir. Suudi devleti (yani Suudi kraliyet ailesi)ne ait çok kapsamlı tescilli haklar, toprak hukuku ile enerji hukuku dallarının önemli bir özelliğini oluşturmaktadır.

Şu anki Suudi mahkeme sistemi, 1932 yılında Suudi Arabistan Krallığı'nı kuran Kral Abdülaziz tarafından kuruldu ve 1927 ile 1960 yılları arasında ülkede adım adım uygulandı. Bu sistem, genel ve dar yetkili Şeriat mahkemelerinden ve belirli modern düzenlemelerle ilgili uyuşmazlıklarla ilgilenen bazı idari mahkemelerden oluşur. Suudi Arabistan'da düzenlenen mahkeme duruşmalarında jüriler yoktur. Suudi Arabistan mahkemelerinde oldukça az merasim yer almakta ve 2001'de dağıtılan ülkedeki ilk ceza muhakemesi kodu büyük oranda göz ardı edilmiştir. 2007'de Kral Abdullah, birkaç önemli yargı reformu başlattı, ancak bunlar henüz yürürlüğe girmemiştir.

Suudi Arabistan'daki ceza hukuku kapsamındaki cezalar, açık meydanda baş kesme, asarak idam, recm, ampütasyon ve kırbaçlama içermektedir. Ciddi cezai suçlar, hem cinayet, tecavüz, hırsızlık ve soygunculuk gibi uluslararası olarak tanınan suçlar, hem de irtidad, zina, cadılık ve sihirbazlığı içermektedir. Suudi Arabistan, normal polis gücüne ek olarak "Mebâhis" olarak bilinen gizli polis ve "Mutevin" olarak bilinen dini polislere sahiptir. Bu dini polisler, İslamî toplumsal ve ahlâkî normları uygulamaktadır. Uluslararası Af Örgütü ile İnsan Hakları İzleme Örgütü gibi Batı merkezli insan hakları örgütleri, Mebâhis ile Mutevin faaliyetlerinin yanı sıra Suudi Arabistan'daki çok sayıda diğer insan hakları sorunlarına yönelik eleştirilerde bulunmuştur. Bu eleştiriler özellikle idamların sayısına, çok sayıda suçun ölüm cezasına tabii olmasına, ceza adalet sistemi kapsamında sanıklara yönelik korumaların yoksunluğuna, eşcinsellere yönelik muamelelere, işkencenin kullanılmasına, din özgürlüğü yoksunluğuna ve kadınların oldukça dezavantajlı konumlarına yöneliktir. Albert Shanker Institute ile Freedom House kuruluşları ayrıca "Suudi Arabistan'daki uygulamaların hukuk üstünlüğü konseptinden saptığı"nı ileri sürmüştür.[1]

  1. ^ "Rule of Law: Country Studies - Saudi Arabia". Democracy Web: Comparative Studies in Freedom (İngilizce). Albert Shanker Institute ile Freedom House. 6 Şubat 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Şubat 2013. . Orijinal metin: "Saudi Arabia's practices diverge from the concept of the rule of law."

© MMXXIII Rich X Search. We shall prevail. All rights reserved. Rich X Search